İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, İstanbul’daki Gazze yürüyüşüne ve miting sonrası İsmail Aydemir’i ‘Kelime-i Tevhid’ bayrağı taşıdığı için darbeden üniversite öğrencisi Ege Akersoy’un tutuklanmasına ilişkin “Bu etkinlikte milli birliğimiz ve Cumhuriyetimiz açısından kabul edemeyeceğimiz görüntüler de ortaya çıktı. Bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini yıkmaya yönelik fiili birliktelik içerisinde hareket eden bu tür gruplar tespit edilmeli, görüntüler etraflıca incelenmeli ve suç unsuruna rastlanması halinde cumhuriyet savcıları da gereğini de yapmalıdır. Bu yürüyüşün dağılması esnasında bahsettiğimiz görüntülerden de etkilenen üniversite öğrencisi Ege Akersoy, bir başka vatandaşımıza fiziksel şiddet göstermiş ve gözaltına alınmasının ardından sulh ceza hakimliğine sevk edilerek tutuklanmıştır. Fiziksel şiddeti savunmuyoruz ama bununla birlikte Ege Akersoy hakkında tutuklama gibi en ağır koruma tedbirine başvurulmasının hukuka aykırı olduğunu ifade etmek istiyoruz” diye konuştu.
Kürşad Zorlu, “Türkiye’deki 81 ilimizi yakınlık anlamında 10 farklı kategoride topladık ve milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız ile bunların yanı sıra o bölgede bulunan Genel İdare Kurulu üyelerimizle birlikte 5 Ocak’tan itibaren artık sahalara iniyoruz” dedi.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, bugün parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. ANKA’nın haberine göre Zorlu, özetle şunları söyledi:
‘TÜİK MUCİZESİ VAR’
“1999’dan sonra ilk defa yıllık enflasyon iki yıl üst üste yüzde 60’ın üzerinde açıklandı. AK Parti -göreve geldiğinde yıllık enflasyon yüzde 29,8 idi. Ama geçen sene yüzde 64,3 ile biten enflasyonu, yüzde 64.8’e çıkarmanın başarısını anlatacaklarını izleyeceğiz… Fiyat artışı kuzu etinde yüzde 150, dana etinde yüzde 134. ‘Kırmızı et yemesek de olur, tavuk yeriz’ diyordur belki iktidar mensupları, ama orada da enflasyon yüzde 83,6 düzeyinde. Sebze de enflasyon yüzde 84. Bir de ev ekonomisi yapma telaşındaysanız, bunların TÜİK verileri olduğunu unutmamamız lazım. Fiyatı az artan ürünler arasında, giyim grubu dikkat çekiyor. Yine bir bakıyorsunuz, TÜİK mucizesi var orada da. TÜİK diyor ki giyim fiyatları yıllık yüzde 40,7 arttı, İTO diyor ki yüzde 117,7.
‘KUR ARTIŞI, AKARYAKIT ARTIŞI GİBİ GELİŞMELER DOLAYLI YOLDAN TÜM ÜRÜN FİYATLARINA SİRAYET EDECEK’
Enflasyon, hedefledikleri gibi bu senenin sonunda bu sene sonunda yüzde 36’ya düşecek mi? Daha yeni yıla girer girmez dolar kuru 40 kuruş yükseldi, vergilere yüzde 58 zam geldi. Akaryakıtta KDV dahil ÖTV düzenlemesi geldi ve benzin 2,31 TL, motorin 2,17 TL artıyor. Daha yeni yıla girmeden marketlerdeki etiketler değişmeye çoktan başladı. Kur artışı, akaryakıt artışı gibi gelişmeler dolaylı yoldan tüm ürün fiyatlarına sirayet edecek. Merkez Bankası’nın da dediği gibi, yıl içinde yüzde 70’in üzerine çıkacağı kesin de yılı yüzde 36’yla bitiremeyeceği de en az o kadar kesin gözüküyor. Sebep de enflasyon, netice de enflasyon.
‘MASALLARDAN DİZİLİ BİR EKONOMİ PERFORMANSINI İZLEMEYE DEVAM EDİYORUZ’
Eğer sayıları istediğiniz gibi eğip bükme, istediğiniz hikayeyi anlatma lüksüne sahipseniz ülke yönetmek çok kolay. Dış ticaret tarafında da işler pek yolunda gitmiyor. Çünkü ithalat çok mu hızlı artıyor, buna kimsenin bakma niyeti görülmekte. Ticaret Bakanı sadece ihracatı ortaya çıkarsın ama gerçek değişmiyor. 2019’dan 2023’e dünyadaki ithalattan aldığı payı en çok artan ülke Türkiye olmuş. Ancak bu veriyi açıklamak bir sorun olduğunu kabul etmek için maalesef masallardan dizili bir ekonomi performansını izlemeye devam ediyoruz.
‘EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI ASGARİ ÜCRETE ÇEKİLMELİ’
Memur emeklilerinin aldığı zam bu sonuçlara göre yüzde 49,25 oldu ama SSK ve BAĞ-KUR emeklileri yüzde 35 zam aldı sadece. Yani emekli, işçi ve esnaf yaklaşık 10 bin 500 TL aylık alırken emekli memur 15 bin TL aylık alacak. Ne 10 binle ne de 15 binle geçinmek mümkün gözükmüyor bu tablo karşısında. Bu yüzden en düşük emekli aylığının asgari ücrete çekilmesi ve bunu sağlayacak şekilde emekli zam oranına refah payı ve seyyanen zam artışı gerektiği şeklindeki önerimizi bir kez daha tekrarlamak istiyoruz.
‘KAMUDA İSTİHDAMI VE HALİYLE SİYASALLAŞMAYI KÖRÜKLÜYORSUNUZ’
Asgari ücret 17 bin 2 TL ama en düşük memur maaşı 32 bin 860 TL. Açılan bu fark bile asgari ücretin yetersizliğinin bir başka göstergesidir. Kamu ve özel sektör ücretleri arasındaki farkın açılmasının diğer bir sıkıntısı da yurt dışına çıkmayıp ülkede kalan nitelikli insan kaynağını kamuya yönlendirme potansiyelidir. Maalesef gelinen noktada yurt dışını bile geçtik, kamuda istihdamı ve haliyle siyasallaşmayı körüklüyorsunuz. Bozdukları ve bozmaya devam ettikleri işgücü piyasası vatandaşı sefalete, ekonomiyi ise vasatın altına sürüklemekten başka bir işe yaramıyor ne yazık ki.
‘TFF BAŞKANI’NIN BİR DAKİKA BİLE O GÖREVDE DURMAMASI GEREKİYOR’
Sporun siyaset öznesi haline getirildiği bir yanlış sürecin sonuçlarını hep birlikte yaşadık. Riyad’daki meselinin özü TFF’nin farklı kesimlerin tüm uyarılarına rağmen Galatasaray-Fenerbahçe Süper Kupa Finali’ni Suudi Arabistan’da oynatma çabasıdır. Bu kararda ısrarlı olunca Riyad’da Atatürk’ümüze ve İstiklal Marşı’mıza onur kırıcı, küçük düşürücü muameleyle karşı karşıya kaldık. Eskiden adı Cumhurbaşkanlığı Kupası olan böyle bir müsabakanın Cumhuriyet’in yüzüncü yılında orada ne işi vardı? 3-5 milyon dolar için böyle bir tabloya sebep olmaya değer miydi? Her zaman olduğu gibi kendi hatasını kabul etmek istemeyen siyasi iktidar bunu hemen sabotaj kavramıyla ilişkilendirdi. Kararı alan TFF, karara ortak olan iki güzide futbol kulübümüz; o halde sabotajı yapan kim? Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk baskılı forma giymek isteyenler mi? ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ pankartıyla maça çıkmak isteyenler mi? Milyonlarca taraftar mı? İstanbul Hükümeti İtilaf Devletleriyle gizli anlaşmalar yaparken gizli anlaşmalar yapan futbol kulüplerimiz mi? Ya da başlı başına bu yanlış karara öncülük eden TFF mi sabotajı yapmıştır? Bize göre TFF Başkanı’nın bir dakika bile o görevde durmaması gerekiyor. Acaba affını istemesi için daha ne gibi bir skandal yaşanması gerekiyor?
‘VATANPERVER TÜRK GENÇLERİNİN YERİ ŞÜPHESİZ CEZAEVLERİ DEĞİL’
10 binlerce insan Gazze’de yaşanan İsrail vahşetine tepki göstermek için Galata Köprüsü’nde toplandı. Tepki yürüyüşünde ‘Şehitlerimize rahmet, Filistin’e destek, İsrail’e lanet’ şeklinde kapsayıcı bir slogan da vardı. Ancak böylesine hassas ve milletimizin de üzerinde fikir birliği yaptığı bir konuda yapılan bu etkinlikte milli birliğimiz ve Cumhuriyetimiz açısından kabul edemeyeceğimiz görüntüler de ortaya çıktı. Bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini yıkmaya yönelik fiili birliktelik içerisinde hareket eden bu tür gruplar tespit edilmeli, görüntüler etraflıca incelenmeli ve suç unsuruna rastlanması halinde Cumhuriyet Savcıları da gereğini de yapmalıdır. Bu yürüyüşün dağılması esnasında bahsettiğimiz görüntülerden de etkilenen üniversite öğrencisi Ege Akersoy, bir başka vatandaşımıza fiziksel şiddet göstermiş ve gözaltına alınmasının ardından Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilerek tutuklanmıştır. Fiziksel şiddeti savunmuyoruz ama bununla birlikte Ege Akersoy hakkında tutuklama gibi en ağır koruma tedbirine başvurulmasının hukuka aykırı olduğunu ifade etmek istiyoruz. Vatanperver Türk gençlerinin yeri şüphesiz cezaevleri değil; üniversiteler, bilim yuvalarıdır. İYİ Parti Cumhuriyet ve Atatürk’e kast eden her türlü fikir ve eylemin karşısında duracak, atasının huzuruna ihanetin karasıyla değil, alnının akıyla çıkacaktır.
‘İL GENÇLİK KOLLARI ÜYELERİMİZİN BİZZAT ANAYASAYLA GÜVENCE ALTINA ALINAN HAKLARINI KULLANMALARI ENGELLENDİ’
Dün gece İstanbul İl Gençlik Kollarımızdan aralarında milletvekilimiz Rıdvan Uzun ve Genel Başkan Yardımcımız Tolga Akalın’ın oğullarının da bulunduğu 3 vatanperver kardeşimiz Beşiktaş’ta bildiri dağıttıkları için gözaltına alındılar. İl Gençlik Kolları üyelerimizin bizzat anayasayla güvence altına alınan haklarını kullanmaları bu yolla engellenmiş, gözaltı kararı ile ifadelerine başvurulmuştur. ‘Filistin hilafet ile kurtulur’ pankartıyla yürümek bunun karşısında düşünce özgürlüğü mü sayılacak? Bu milletin evlatlarını ayırmaya, kutuplaştırmaya hakkınız yok. Sığınmacılar konusunda paylaşım yaptıkları için tutuklanan Süha Çardaklı ve Serkan Kafkas adlı gençlerimiz aradan tam 105 gün geçtikten sonra bugün tahliye edildiler. Sanılmasın ki bu hukuksuzluklarla istediklerini yapabilecekler.” (HABER MERKEZİ)