Afrika Koordinasyon ve Eğitim Merkezi (AKEM) ve Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM) işbirliğiyle düzenlenen “Mısır-Türkiye İlişkileri Paneli”nde iki ülke ilişkileri konuşuldu.
AKEM’in İstanbul’daki merkezinde yapılan panelin açılışında konuşan Büyükelçi Prof. Dr. Ahmet Kavas, tarihi ve jeopolitik önemine değindiği Mısır’ın, dünya tarihinde merkezi konumda olduğunu belirtti.
Kavas, “Türkiye-Mısır ilişkileri önemli bir seviyeye geldi ve bu ilişkiler yaşananlara rağmen kopamaz.” dedi.
Mısırlı Yönetmen Muhammed Sharqawi ise Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerde coğrafi konumun en önemli husus olduğunun ve ayrılamaz iki ülkeden bahsettiklerinin altını çizerek “İki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi bağı var ve kardeşliğe dayanıyor.” diye konuştu.
Bu ilişkilerin karşılıklı menfaat üzerinden yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirten Sharqawi, iki ülkenin hem Afrika hem de Orta Doğu ülkeleriyle güçlü ilişkileri olduğunu ifade etti.
Sharqawi, ekonomik ilişkiler haricinde iki ülkenin kültürel ve toplumsal bağlarının da güçlü olduğunu dile getirerek “Mısır-Türkiye ilişkilerinde bu bağları öne çıkarırsak her türlü sorunu önlemiş oluruz.” değerlendirmesini yaptı.
“Mısır’da olumsuz bir Türk imajı yok”
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Aydın Özkan, “Mısır’da Tolunoğulları dahil birçok Türk devleti kurulmuştur. Sudan ve Harar bölgesine geçişler de Mısır üzerinden olmuştur.” ifadelerini kullandı.
Mısır’ı medeniyetlerin beşiği olarak tanımlayan Özkan, Mısır’da olumsuz bir Türk imajının ya da Türklere yönelik olumsuz bir kavramın olmadığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır ziyaretine değinen Özkan, “Ziyaret ile ilgili Mısır kamuoyunda olumlu şeyler yazıldı ve ilişkilerin kesildiği dönem ‘kayıp dönem’ olarak değerlendirildi. Bu ziyaretle kısa sürede bu açığın kapatılması görüşü öne çıktı.” dedi.
Özkan, ziyaret ile iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik birçok adım atılmasının planlandığına işaret etti.
Araştırmacı Yazar Ömer Duran ise Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yaklaşık 12 yıldır kesintiye uğradığını ancak bu süreçte kültürel ilişkilerin devam ettiğini anlattı.
Duran, “Siyasi ve ekonomik ilişkiler zaman zaman kesilebiliyor ancak kültürel ilişkiler devam ediyor. Türkiye-Mısır ilişkileri de bu şekilde devam etmektedir. Din, dil, eğitim ve sanatsal ilişkiler devam etmiştir. İki ülke arasında edebiyat ve akademik alanda birçok adım atıldı ancak bu adımların daha sistemli ve planlı yapılması gerekiyor.” diye konuştu.
İki ülke ilişkilerinin bozulmasına neden olacak etmenleri sıralayan Duran, Türkiye’de Suriyeli sığınmacılarla ilgili yaşanan sorunların ve Neo-Osmanlıcılık vurgusunun öne çıkarılmasının ilişkileri olumsuz etkileyebileceğinin altını çizdi.