Prof. Dr. Ünal: Çocuklarda HPV aşısı için en ideal yaş 9–14 arası, bu aralıkta yalnızca iki dozla bağışıklık sağlanabiliyor

Rahim ağzı kanserinin çocukluk çağında yapılacak HPV aşısı ile büyük oranda önlenebileceğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Emel Cabi Ünal, “En ideal aşılama yaşı 9–14 arasıdır. Bu yaş aralığında yalnızca iki dozla bağışıklık sağlanabiliyor ve rahim ağzı kanseri riski çok büyük oranda azaltılabiliyor” dedi.

Rahim ağzı kanserinin, smear/Pap-smear testi ile erken teşhis edilebilen ve etkin bir şekilde tedavi edilebilen önlenebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Güven Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Emel Cabi Ünal, “Buna rağmen dünyada her 2 dakikada bir kadın bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türü olmasının yanı sıra, meme ve akciğer kanserinden sonra kanserden ölümlerde üçüncü sırada yer alıyor” diye konuştu.

HPV’nin (İnsan Papilloma Virüsü) rahim ağzı kanseri başta olmak üzere anüs, penis, ağız ve boğaz kanserleri ile genital siğillere neden olabildiğini belirten Prof. Dr. Ünal, şu bilgileri verdi:

“Kadınların yüzde 80’i yaşamlarının bir döneminde en az bir HPV türü ile karşılaşıyor. Çoğu zaman belirti vermeden ilerleyen bu virüsün bazı türleri kansere yol açabiliyor. HPV 16 ve HPV 18, rahim ağzı kanserine neden olan yüksek riskli türlerdir. HPV 6 ve HPV 11 ise genital siğillerin en yaygın sebepleridir. HPV’nin en sık bulaşma yolu cinsel temastır; ancak doğrudan cilt temasıyla, nadiren ortak eşya kullanımıyla ya da doğum sırasında anneden bebeğe de bulaşabilir.”

Çocukluk çağında aşılama önem taşıyor

HPV’den korunmanın en etkili yolunun aşı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ünal, “HPV aşısı hem kız hem erkek çocuklara uygulanabilir. Kız çocuklarında rahim ağzı kanseri riskini çok büyük oranda azaltırken, erkek çocuklarda da genital siğiller ve HPV’ye bağlı bazı kanser türlerine karşı koruma sağlar. En ideal aşılama yaşı 9–14 arasıdır ve bu dönemde iki doz yeterlidir. 15 yaşından sonra başlanırsa üç doz olarak uygulanır. Çocukluk çağında bağışıklık sistemi aşıya daha güçlü yanıt verir” diye konuştu.

Önlenebilir bir hastalık

HPV aşısının güvenilirliği ve etkinliğinin bilimsel olarak kanıtlandığını belirten Prof. Dr. Ünal, yan etkilerin genellikle hafif ve kısa süreli olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kol ağrısı, hafif ateş ya da yorgunluk gibi geçici yan etkiler görülebilir. Ancak bu küçük rahatsızlıklar, ileride karşılaşılabilecek ölümcül bir hastalığın önüne geçmenin yanında hiçbir anlam ifade etmez. HPV aşısı, çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek hediye etmenin en güçlü yollarından biridir. Bu hastalık önlenebilir ve biz elimizdeki fırsatı kullanmazsak her 2 dakikada bir kadını kaybetmeye devam edeceğiz.” (DHA)

 

 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 

Related Posts

Boğaz ağrısıyla hastaneye gitti: Antibiyotik tedavisinden 1 gün sonra öldü

İngiltere’de boğaz ağrısıyla hastaneye giderek bademcik iltihabı teşhisi konulan genç adam bir gün sonra hayatını kaybetti.

İnternetten krem sipariş etti, 4 gün yoğun bakımda kaldı

İnternetten krem sipariş etti, 4 gün yoğun bakımda kaldı

Güneş kremi seçimine dikkat: Zararı var mı, seçerken nelere dikkat etmeli?

Güneş kremi seçimine dikkat: Zararı var mı, seçerken nelere dikkat etmeli?

Uzmanlar uyarıyor: Klimaya ani geçiş tansiyon problemlerine neden olabilir

Tüm yurtta etkili olan aşırı sıcaklıklar, bazı sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Özellikle kronik hastalığı olanları uyaran uzmanlar, rahatsızlığı olmayan kişilerin de aşırı sıcaklara karşı bazı tedbirler alması gerektiğini söyledi.

‘Tüp bebek’ yaşı küçülüyor

Hava kirliliği, deterjan, kozmetik, plastik, pestisitli ve hormonlu besinler yüzünden toksin maruziyetimiz artıyor. Bu durum üreme sağlığımızı da tehdit ediyor. Dolayısıyla kısırlık oranları hızla artıyor. Günümüzde 30’lu yaşlardaki pek çok kadın da doğal yoldan gebe kalamıyor ve tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olabiliyor.

Vücudun toksin avcısı

Vücudumuza her gün çok fazla toksin yükleniyor. “Serbest radikal” olarak bilinen bu toksinlerle de doğal savunma sistemimiz başa çıkamıyor. Dolayısıyla sağlığımızı korumak için güçlü antioksidanlardan destek almak gerekiyor. Bu antioksidanlardan biri olan quercetin de toksinleri etkisiz hale getiriyor.